KPLAW

İş Kuleleri, Kule 3, Kat:2, 34330,
Levent / Istanbul, Turkey

CONTACT

T: +90 (212) 249 29 39
M: info@kplawtr.com

Akıllı sözleşmelerde “kod kanundur” ancak DAO’larda yasal düzenlemeler ikinci bir koruma sağlayabilir.

Teknoloji dünyasında yaşanan hızlı gelişmeler, hukuku takip etmesi zor bir kavram bulmacası içerisine sokuyor. Blokzinciri teknolojisi ile yapılan akıllı sözleşmeler üzerindeki tartışmalar henüz bitmemişken bir adım daha ötesine geçilerek ticaret hayatını yönlendirebilecek yeni bir organizasyon, uluslararası piyasada yerini aldı; Merkezi Olmayan Özerk Kuruluşlar (Decentralized Autonomous Organization – DAO). Bu mekanizma kişilere organizasyonlarını yürütmeleri için gelenekselleşmiş kuruluşlardan radikal şekilde ayrılarak demokratikleştirilmiş yeni yollar sunuyor.

Merkeziyetsiz kuruluşlar nasıl işliyor?

Akıllı sözleşmeler, belirli ağda örgütlenmiş çok sayıda kişi arasında, dağıtık bir sistemin icra edilmesine imkân veriyor. Taraflar arasında kararlaştırılan koşullar şifrelenerek imzalanıyor ve blokzincirine yükleniyor. Ethereum blokzincirinde yapılan akıllı sözleşmeler sayesinde DAO’ların temeli oluşturuluyor. Ancak ileride DAO’ların farklı tip dağıtık sistemler üzerinde de işleyebileceği öngörülüyor.

Bir DAO kurulurken ilk olarak istenen kurallar belirlenir ve buna uygun olarak akıllı sözleşme hazırlanır. Daha sonra fon toplama aşamasına geçilir ve kuruluşa katılmak isteyen kişiler uygulamanın işlediği kripto parayı kullanarak tokenler satın alır. Tokenizasyon adı verilen bu işlem ile tıpkı bir şirketin sermayesi oluşturuluyormuş gibi fonlama faaliyeti yerine getirilir. Biriken fon DAO’nun faaliyetlerinde kullanılır ve tokenler üyelere oy kullanma, faaliyetlerden gelir elde etme gibi haklar tanır. Tüm bu haklar akıllı sözleşmelerde cevabı genellikle evet ya da hayır olan sorulara cevap verilerek kullanılır. Yani genel organisazyon yapısında üçüncü kişilere ihtiyaç duymadan hızlı ve güvenilir bir akış oluşur.

DAO’ların Hukuki Niteliği

Gittikçe popülerleşen DAO’ların organizasyon yapısı her ne kadar günümüz hukuki yapıları ile ortak noktalar barındırsa da neredeyse hiçbir ülke hukukunda düzenlenmedi. Mevcut yapıların DAO’lar için gereken ihtiyacı karşıladığı görüşü ile birlikte, hukukun gelişen teknolojiyi geriden takip ettiği ağırlıklı olarak kabul ediliyor. Ancak unutulmamalıdır ki, DAO’ların geliştirilme amacı blokzinciri teknolojisinde sıkça bahsedilen “kod kanundur” prensibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yani birbirini tanımayan bireyler değişmezliği blokzincir teknolojisi ile garantisi altına alınmış sisteme güven duyar. Ancak 2016 yılında theDAO projesinde kodlamada gözden kaçırılan bir konu yüzünden bir yatırımcı üst üste çıkma hakkı sayesinde yaklaşık 40 milyon dolar fonu alarak kayıplara karıştı. Büyük skandalın ardından kod kanundur ilkesinin sınırı ve hukuk kurallarının dikkate alınmasının gerekliliği tartışılmaya başlandı. Bu sebeple “hukuk” akıllı sözleşmelerde kodlanmış kurallarken ikincil bir korumayı oluşturacak olan yasal düzenlemelerin DAO konseptine uygun hazırlanması büyük önem taşıyor.

Dünya genelinde DAO’ların gelişimini, yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlayacak düzenlemeler için ilk adım 2021 yılında Amerika’nın Wyoming Eyaletinden geldi. 1977 yılında LLC’leri (Limited Liability Company) tanıması ile ünlenen eyalet DAO’ları da farklı bir limited şirket olarak tanıdığı yasayı yürürlüğe sokarak kripto sektöründe de öncü oldu. Yasaya göre DAO’lar artık bir tüzel kişiliğe sahip kabul edilecek ve sonuç olarak bir şirketin yapabildiği tüm iş ve işlemleri yapabilecek. Daha sonra Wyoming Eyaletindeki bu yeniliği örnek alan Tennessee ve Vermont Eyaletleri de benzer düzenlemeler yapmaya başladı.

Ooki Davası Bize Neler Gösteriyor?

Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu (“CFTC”) tarafından kayıtsız bir türev borsası olarak faaliyet gösteren Ooki adlı DAO’ya izinsiz bir şekilde kaldıraçlı işlem yürütmesi, vadeli işlem komisyon taciri (FCM) sıfatı ile kaydının bulunmaması, Banka Gizliliği Yasası (Bank Secrecy Act) uyarınca FCM'lerin gerektirdiği şekilde müşterini tanı (KYC) ve müşteri tanımlama programı (CIP) prosedürlerini uygulamaması ve Emtia ve Borsa Yasasını ihlal ettiğini iddia ederek dava açtı.

CFTC davayı, Ooki DAO protokolünün işleyişi için oy kullanan tüm token sahipleri de dahil tüm paydaşlara karşı açtı.  Mahkeme CFTC ile aynı fikirde olursa, kararın DAO'lar üzerinde önemli etkileri olacak. CFTC'nin (ve SEC gibi diğer kripto para birimleri üzerinde yetkiye sahip diğer düzenleyici otoritelerin) bireyleri yalnızca DAO kararlarında oy kullanmaktan kişisel olarak sorumlu tutması sonucuna varılacak. DAO yapılarını CFTC'ye kaydolmaya ve Banka Gizlilik Yasası’nın gerekliliklerine uymaya zorlayacak. Üçüncü taraf aracılar ve temsilci sorunlarıyla ilgili belirli külfetleri ortadan kaldıran ve geleneksel kurumlara alternatif olması açısından kurulmayı hedefleyen DAO’lar için bu nitelikteki olumsuz bir karar, katılım taleplerini etkileyecektir.

Türk Hukuku DAO’ları Nasıl Karşılıyor?

Türkiye’de kişiler hukuku bakımından sınırlı sayı ilkesi benimseniyor. Yani kanun gerçek ya da tüzel kişilik olarak tanımadığı bir varlığı kişi olarak kabul etmiyor. Dolayısıyla hukukumuzda bir düzenleme bulunmadığından DAO’lar hak sahibi olamaz ve yükümlülük altına giremezler. Ancak bu durum DAO’lar hakkında bir uyuşmazlık olduğunda hukukun uygulanamayacağı anlamına gelmiyor.

Türk Ticaret Kanunun’da tüzel kişiliği bulunan şirketlerden ayrı olarak adi ortaklılar da tanımlanıyor. Bir adi ortaklığın oluşması için (i)kişi, (ii)sermaye, (iii)sözleşme, (iv)ortak amaç ve (v)ortak amaç iradesi unsurlarının varlığı aranıyor. DAO’ların işleyişi göz önünde bulundurulduğunda adi ortaklık hükümlerinin kıyasen uygulanması mümkün görünüyor.

İçinde bulunduğumuz teknoloji dünyasındaki birçok bilinmezliğe rağmen DAO’lara olan ilgi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Yukarıda bahsettiğimiz theDAO projesi gibi olumsuz sonuçlanan organizasyonların yanında Wyoming Eyaletinde tanınan ilk DAO olan Amerikan CryptoFED DAO ve Bulgaristan’da kullanıcılarının metaverse oyunlarında arazi kiralamasına izin veren Ethereum üzerinde bir pazar yeri oluşturan EnterDAO gibi birçok olumlu örnek bulunuyor. Bunun yanı sıra, Ooki Davası da DAO’ların hukuki anlamda sorumluluğunun belirlenmesi noktasında yol gösterici nitelik taşıyor.

Önümüzdeki süreçte DAO örneklerinin sayısının artması için oluşturulan projelerin teknik ve hukuki gereksinimleri karşılaması, oluşturulan akıllı sözleşmelerin de hukuki gereksinimlere cevap verir nitelikte olması, olası ihtilafların önüne geçilmesi ve DAO’ların yaygın olarak kullanılmaya başlanması açısından faydalı olacaktır.

* Bu makalemiz 18.12.2022 tarihinde CoinDesk Türkiye’de yayınlanmıştır. Buradan ulaşabilirsiniz.